Ulaş Özdemir

ULAŞ ÖZDEMİR

Tarihi 6 Mayıs 2022

Süper Lig'in ayarlarıyla oynadı

Abdullah Avcı, yalnız bir adam olarak geldi ama etrafını şimdi milyonlar çevirdi. Süper Lig'in adeta bütün ayarlarıyla oynayan, en güçlü rakipleinre 10, 20, 30 puana varan farklar atan, onlara bu sezon hiç yenilmeyen, oyun ututan hep oydu...

TRABZON'A indiğinde yalnız bir adamdı! Günler geçtikçe etrafındaki kalabalıklar artmaya başladı. Binler on binler oldu, on binler yüzbinler sonra durdurulamayan milyonlara ulaştı. Hem kendisini hem de camiayı ayağa kaldırdı.
Her çağrısı karşılık buldu. Her sözü dinlendi.
Bazen de eleştirildi. Ama camianın genlerinde bu vardı ve alışacaktı. Bir sezonda üç kupa alan Şamil Ekinci dahi eleştirilmişti.

CEVABI SAHADA VERDİ
Elbette şampiyonluk sürecinde yaşananları anlatacağız ancak Trabzonspor Teknik Direktörü Abdullah Avcı'nın yarışta en güçlü rakibi olması beklenen 3 İstanbul takımına karşı verdiği mücadelenin önemini de vurgulamak gerekiyordu.
Abdullah Avcı, Trabzon'a ayak basıyor.
Yalnız bir adam olarak… Ulusaldaki bazı gazetelerde, internet sitelerinde öyle manşetler atılıyor, bazı televizyonlarda ve dijital yayınlarda öyle programlar yapılıyordu ki!
Kelimeler kifayetsiz kalıyordu! Kaçıp gidecek olmasından tutun da baskıyı kaldıramayacağına dair yüzlerce haber, onlarca içerik. Abdullah Avcı, cevap dahi vermedi.
Aksine futbol bilgisiyle onları ezdi, sahadaki oyunuyla karşılık verdi.
Trabzonspor şampiyonluğa ulaştığında eminiz ki o gün "kaçacak" diye yazanların çoğu, paylaşımlarını silmek zorunda kalmıştır.
Kimileri de söylediğine pişman olmuştur.

"PEŞİNDEYİZ" DİYENLERİN TAKIMI…
Geçen bölümlerde bahsetmiştik! Dingin denizi değil, Karadeniz'in dalgalı denizini seçmişti. Bu çok riskli karardı. Hayatta risk almadan da başarı gelmezdi. Mücadeleden yana tavır koydu. Kendisi gibi haksızlıklara uğrayan bir camiada kendini bulacağını biliyordu. Bu yörenin insanı, karakterini tarihiyle bütünleştirmişti. Yaylasında, köyünde, mahallesinde, ilçesinde, şehrinde, denizinde nefes alabiliyor ise Trabzonspor sayesindeydi.
"Trabzonspor ona hayat verenlerin hayatıdır" sözünün tam karşılık bulmuş haliydi Trabzonsporlular.
Çeyrek asrı aşkın süredir uğradığı haksızlıklara rağmen takımını asla yalnız bırakmadı. Hep peşinden gitti. Sarsıldı ama yıkılmadı Trabzonsporlular; kalesinde devleşen Uğurcan Çakır gibi… Zor yolculuk başlıyordu ikisi için…
Günler geçtikçe etrafındaki kalabalıklar arttı. Binler on binler oldu , on binler yüzbinler sonra durdurulamayan milyonlara ulaştı.

KIRMIZI ALAN OLUŞTURDU!
Bugüne kadar çalıştırdığı kulüplerden edindiği tecrübelerle, çalışma alanında kesinlikle başkan veya yönetici istemiyordu. "A Takım tarafının tek patronu benim" demişti.
Kuralları belirlemiş, 'kırmızı alanı' oluşturmuştu.
Kendisiyle konuşmak istenirse başkanlık makamına geleceğini söylemişti.
Ne idman sahasında ne takım otobüsünde ne de A Takım tarafında yöneticilerden kimse yoktu. Bu durum futbolcular için otoritenin kimin olduğuna dair önemli bir göstergeydi.
"Transferlerden ben sorumluyum" dedi.
Kadro dışı kararları da verdi süreç içerisinde.
Yönetimden bazı isimlerden itirazlar gelse de sonuna kadar arkasında durdu, doğrularından asla taviz vermedi… Bu sezon özelinde Trabzonspor'un gerek kamp döneminde hazır olan transferleri, gerekse ortaya koyduğu oyun takdir edilirken, 3 İstanbul takımının bazen başkanı bazen yöneticileri, TFF ve hakemleri hedeflerine koyarak başarısızlıklarını örtme gayretindeydi.
Aslında Trabzonspor'un kollandığı saçmalığıyla ömürlerini uzatma derdindeydiler.
Ama o camialarda da insaflı meslektaşlarımız vardı. Trabzonspor'un geçtiğimiz sezondan bu yana bir yapılanma içerisine girdiğini, diğerlerinin uyuduğu gerçeğini yüzlerine vuruyordu.
Evet Trabzonspor Başkanı ve Yönetimi 'futbol aklını' takımın başına getirmiş, onunla müthiş bir senkronizasyon sağlamıştı.
Trabzonspor'un kollandığı saçmalığıyla ömürlerini uzatma derdindeydiler.
Ama o camialarda da insaflı meslektaşlarımız vardı

TFF VE HAKEMLER BAHANESİ
Diğerlerinde ise senkronizasyon daha baştan bozulmuştu ki TFF ve hakemler diye dert yananlar hoca değişikliklerine gitti. Beşiktaş Sergen Yalçın'ı gönderdi, Önder Karavelli geldi. Sonra Karavelli ile yollar ayrıldı. Valerien İsmael ile anlaşıldı. Fenerbahçe'de Pereira gitti, İsmail Kartal koltuğa oturdu. Galatasaray'da Fatih Terim bıraktı yerine Torrent geldi. Bu tam bir paradoksun karşılığı asla yanıt bulamayacaktı: "Suç, TFF ve hakemlerde ise neden teknik adamlarınızla yolları ayırdınız!" Avcı, yalnız bir adam olarak geldi ama etrafını şimdi milyonlar çevirdi.
Süper Lig'in bütün ayarlarıyla oynayan, en güçlü rakiplerine 10, 20, 30 puana varan farklar atan, onlara bu sezon hiç yenilmeyen, oyunu tutan hep oydu! Ve hiç vazgeçmedi. Israr etti. Sonuçta "İnadıyla Şampiyon" oldu…