Tarihi 17 Şubat 2020

Üstünlük hezeyanı

SOSYAL medyanın gündeminde son zamanların en büyük dolandırıcılık vakalarından birisi var. 'Ruling' ismi ile muhalif paylaşımlar yapan bir sosyal medya trolü 'yurtdışında okuyan parlak Türk gençlerine' burs topluyorum diyerek yüklü miktarda dolandırıcılık yapıyor. İşin içerisinde kendini muhalif olarak tanıtan bir gazeteci, gerçekte var olmayan Süreyya Olcayto isimli sözde feminist ve muhalif bir kişi adına açılmış ve aynı trol tarafından kontrol edilen bir başka hesap ve FETÖ'cu paylaşımlar yapan bir başka trol olan Kaçsaatoldu hesabı var.
Tam bir saadet zinciri düzeneği.
Ruling hesabı Süreyya Olcayto'yu methediyor, Süreyya Olcayto sözde bağımsız ve muhalif gazeteciye güzellemeler yapıyor, gazeteci de Ruling hesabının reklamını yapıyor.
Zincirleme bir güzelleme, göz boyama, reklam faaliyeti. Neticede yüklü miktarda para 'parlak Türk gençlerinin' eğitim ihtiyaçlarına gideceğini düşünülerek verilen banka hesaplarına transfer ediliyor.
'Sahtekarla tamahkar iyi anlaşır' diye güzel bir söz var güzel Türkçemizde. Kandırılan kişilerin aslında o kadar da masum olmadıklarını, bir şeye tamah ettikleri yani açgözlülük derecesinde çok istedikleri için kandırıldıklarını anlatıyor. Saadet zincirleri insanların kolay yoldan zengin olma açgözlülüğünü kullanarak dolandırıyor. Kimisi meşhur olmak, kimisi makam sahibi olmak, kimisi de çok para kazanmak istiyor. Açgözlülükleri akıllarını ve muhakemelerini örtüyor. Böylece çok basit hatalar yapıp, kolayca kandırılıyorlar.
Peki 'parlak Türk gençlerine burs verdiği' zannıyla dolandırılan kişiler neye tamah ediyor? Peşinde oldukları, çok istedikleri, karar verme kabiliyetlerini çökerten o şey ne? Cevap: Üstünlük hezeyanları.
Tüm düzenekteki kilit kelime muhalif olmak. Dolandırıcılık şebekesi özenli bir şekilde kendini elitist ve muhalif bir yere oturtuyor. Kendisini kötü, cahil, karanlık, sahtekar ve pis olan iktidarın karşısında iyi, eğitimli, aydınlık ve dürüst olarak konumlandırıyor. Böylece iyilikten, ilericilikten, dürüstlükten, aydınlıktan pay sahibi olduğunu iddia eden muhalif toplum kesimlerini peşine takıyor. İnsanlar kendi bütçelerine göre az sayılacak rakamları sahtekarların verdiği banka hesap numaralarına transfer ederek kendilerini 'Türkiye'nin aydınlık yüzü' hissediyorlar. Öyle ya başarılı, gelecek vaad eden, parlak fakat maddi imkansızlıklar içerisinde olan bir Türk gencine kim yardım etmek istemez ki? Bundan daha soylu, onurlu, iyi, dürüst, aydınlık bir davranış olabilir mi?
Dolandırıcılık çetesi bu yolla insanların parasını alıyor ama maalesef hikaye burada bitmiyor. Türkiye'de yıllardır aynı dolandırıcılığın siyasi versiyonunu yaparak varlık gösteren bir siyasi parti var. İnsanlar daha aydın, ilerici, çağdaş, eğitimli, bilgili, kültürlü, temiz, akıllı olduklarını zannederek ve öyle olduklarını ispatlamak istercesine bir siyasi partiye oy veriyorlar. Tam da bunun için dolandırıcılar muhalif gözüküyorlar.
Kendini aydın, akıllı, zeki, eğitimli zanneden insanların aslında ne kadar cahilce hareket ettiklerinin farkında olmamaları ne büyük bir trajedi!